Ben erdemden başka zenginlik tanımıyorum. ( İbn-i Sina )

16 Aralık 2010 Perşembe

FARZET Kİ ÖMRÜN BİR GÜN

Sabaha çıktıktan sonra artık geçen geceye bakma. Çünkü şerri ve hayrı ile giden dünü değil bugünü yaşayacaksın. Farzet ki ömrün sadece birgün, o da bugün… Bugün doğdun ve bugün Rabbine kavuşacaksın. Geçmişin kederi, geleceğin kaygısı ile ayağının sürçmesine müsaade etme. Bütün dikkatini, ihtimamını, çalışmanı, bugüne teksif et. Ömrünün bu son gününün namazlarını mutlak surette huşu içinde eda et! Kur’an’ı Kerim-i tedebbür ederek oku. Tesbihatını huzurda yapıyormuşçasına yap. Ahlakına, muamelatına dikkat et. İnsanlara faydalı olacak işler konusunda son derece azimli ve gayretli olarak gününü geçir. Bu son gününün saatlerini iyi kullan. Dakikalarını senelere, saniyelerini aylara dönüştür. Yüce Mevlayı çokça zikret. Bugün tarlana hep hayır ek. Günahlarından tövbe et. Kinden, hasetten uzak ol. Rızkına razı ol. Eşini, çocuklarını mutlu et. Kendin Ol – İmmea Olma



Hiçbir zaman başkası olmaya gayret etme. Çünkü bu gerçekten sonsuz bir sıkıntı sebebidir. Adem aleyhisselamdan bugüne insanoğlundan biri diğeriyle aynı surette yaratılmamıştır. Sen özelsin. Geçmişte hiç kimse senin suretinde yaratılmadı. Bundan sonra da yaratılmayacak. Sen Ahmet’ten Mahmut’tan farklısın. Bu yüzden kendini başkasında diriltmeye kalkışma. Hayata ‘sen’ olarak atıl.



Yaratıldığın gibi yaşa. Sesini, yürüyüşünü değiştirme. Senin özel bir tadın, rengin var. Seni bu tadınla, renginle tanıdık ve böyle görmek istiyoruz. Çünkü sen böyle yaratıldın.



İbn Mes’ud (r.a.) bir gün arkadaşlarına:



“Sakın herhangi biriniz “immea” olmasın!” dedi. Onların



“Ey Eba Abdirrahman! İmmea da nedir?” diye sormaları üzerine de şunları söyledi:



“İmmea “Ben halka bağlıyım. Onlar doğru yolda olurlarsa ben de doğru yolda olur; onlar dalalette (sapıklıkta) olursa ben de dalalette olurum” diyen kişidir. Allah’a yemin ederim ki halk tamamen kâfir olsa dahi siz kendinizi kâfir olmamak için zorlamak mecburiyetindesiniz.”



İnsanoğlu tabiatı itibariyle meyve ağaçları gibidir. Kimisi uzun kimisi kısa. Kimisi tatlı kimi ekşi. Muz gibiysen başka mevye olmaya gayret etme. Çünkü güzelliğin, değerin muz olmandadır. Renklerimizin, dillerimizin, güçlerimizin velhasıl tüm özelliklerimizin farklı oluşu Bari Teala’nın ayetlerinden bir ayettir.



La-Tahzen / Üzülme



Çünkü hüzün, düşmanı sevindirir, dostunu üzer, haset edenin diline düşürür.



La-Tahzen / Üzülme



Çünkü hüzün, kaybolanı geri getirmez, öleni diriltmez, kaderi değiştirmez, hiçbir fayda getirmez.



La-Tahzen / Üzülme



Çünkü hüzün sinirleri yıpratır, kalbini yorar, gecelerini mahveder.



La-Tahzen / Üzülme



Eğer günah işlediysen tövbe et, istiğfarda bulun, yanlış yaptıysan düzelt, O’nun rahmeti sonsuz, kapısı hep açıktır.



La-Tahzen / Üzülme



Kaybettiğin şey için üzülme çünkü daha pek çok nimetlere sahipsin. Allah’n sana bahşettiği diğer nimetleri düşün ve şükret. Allah Teala, “Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız buna güç yetiremezsiniz” buyurmuyor mu?



La-Tahzen / Üzülme



Ehli batılın sözlerinden dolayı üzülme, onların tenkitlerine sabrettiğin sürece mükafatlandırılacağını unutma.



La-Tahzen / Üzülme



İnsanlara ihsanda bulunduğun sürece üzülme. Çünkü mutluluğun yolu insanlara ihsanda bulunmaktan geçer.



La-Tahzen / Üzülme



Çünkü iyiliğin mükafatı on mislinden yedi yüz misline, kötülüğün karşılığı ise sadece mislince

1 yorum:

Ferkay dedi ki...

Fuat bey uzun süredir sitenize girmeye çalışıyorum ama bir türlü giremiyorum.<nasılsa bu gün girebildim bu problem neden oluyor bilemiyorum.
Sevgiler...